8 Kasım 2012 Perşembe

yedigöller gezimiz

Evet evet artık bloguma sonbahar gelsin istedim bunca yoğunluğum arasında bu hafta sonu kardeşim eşim ve ben bir tur ile yedigöllere gezmeye gittik. Evet itiraf ediyorum çok yoruldum ama inanın ki değdi. Bolu ya kadar uzun gelmeyen yol Bolu yedigöller yolunun tüm gidenlerin belirttiği gibi epeyce kötü olduğunu kanıtladı sabah saatlerinde orda olduk birazda meraktan pek giderken etkilenmesekte dönüşte o yorgunluğun üzerine inanın hiç iyi gelmedi. Ama inanın aklınızda kalan yol değil o güzel
manzaralar oluyor. Blogda sevgili eşim Tamer Çevik'in objektifinden Yedigöller manzaralırını görüyorsunuz. Özellikle su sesi o kadar rahatlatıyor ki oradan hiç ayrılasınız gelmiyor. Temiz havanın sizi çarpacağını da ayrıca belirtmek istiyorum. Giderken termosunuza sıcak çayınızıda koyarsanız içinizi ısıtıp biraz olsun çarpma etkisini azaltabilirsiniz. Orada mutlaka piknik yapınız. Yok ben uğrasamam dersenizde ekmek arası sucuk, köfte gibi ürünler hazırlayan bir karavanda var ordan alıp afiyetle karnınızı doyurabilirsiniz. Aynı yerde
çay kahve molası da vermeniz mümkün. Biz Kasım 4 de oradaydık tam yapraklar dökülüyor en güzel mevsimlerden birinde orda olmanın güzelliğini yaşadık. Üstelik kutlu evlilik yıldönümü haftamıza geldiği için daha da güzel oldu. Eşimle 6 yıllık evliliğimizi geride bıraktık, ne güzel günler yaşadık ne kadar mutlu olduk onu çok çok çok seviyorum anlatamam size inşallah hayat bize daha da mutlu olacağımız yıllar gösterir.
Unutmadan hatırlatayım yedigöllere gittiğinizde üst bölümde ilk gölün olduğu yerde inin mutlaka burada pisagor ağacını ve hemen aşağı kısımdaki güzelim şelaleyi görmeden dönmeyin. Daha sonra aşağıya inerken nefesiniz açılacak hemen solda o muhteşem manzaralı gölleri gezmeye devam edeceksiniz. Sağden devam ederseniz gülen kayalar, ağlayan çeşme ve güzel şelaler eşliğinde gezinizi sürdürebilirsiniz.
Bu arada yükseklisansın son dönemindeyim hazırlamam gereken bir proje ödevim var inşallah en kısa sürede bu ödevlerimide hazırlayıp okulumu ocak ayında bitirmiş olacağım. Yine uzun süre sesim soluğum çıkmazsa merak etmeyin. 
bu arada son durumum yandaki foto 54-56 kg arası gidip geliyorum. eşim de de sonuç mükemmel 130 kg dan 99 kg indi muhteşem ikili olduk : =)

26 Eylül 2012 Çarşamba

30 ağustos tirilye kaçamağı

30 Ağustos'ta günü birlik Bursa-Mudanya-Trilye turu hazırladım kendimize. Eşim, Abisi,Eşi, Ben ve yeğenimiz ile birlikte. Çok eğlendiğimiz, huzur bulduğumuz bir tur oldu. Turu hazırladığımda Cumalıkızık köyünü de ekledim. Eşimle 3-4 defa gittiğimiz bu köy her gittiğimizde yaşayanların dahada çekilmez olduğu bir yer haline gelmiş. Cumalıkızık'a varmamız ile bir tur atıp geri dönmemiz bir oldu. Eltimler daha önce görmediği için tur programına eklemistim eklediğime pişman oldum. Ordan direk Mudanya'ya kahvaltıya gittik hemen. Mudanya'ya vardığımızda 30 Ağustos törenleri vardı tam arabadan indik saygı duruşu ve İstiklal Marşı'mızı okuduk. Sahil kıyısında güzel bir kahvaltı yaptık diyemeceğim. sahil kıyısında bir cafe tercih ettik tost ve gözleme siparisinde bulunma gafleti gösterdik pişman olduk. Bizim gibi diyet yapan bir aile için pişmanlık duyulacak yiyeceklerdi. Bu kadar kalori yi daha güzel yemekler için harcamadığımıza pişman olduk.
Trilye ye tek kelime ile bayıldık. benim için çok iyi oldu mutlaka gitmenizi tavsiye ederim. Trilyeye gittiğinizde Hasan Beyin dükkanına uğrarsanız inanın pişman olmazsınız hem bir Trilyeli olarak sii zevkle gezdirip tarihini anlatacaktır hemde o müthiş zeytinlerinin tadına bakacaksınız. Trilye gezisinde şeker eve uğrayıp mevsim balıklarından yemeği ihmal etmeyin, lezzeti sizi mest edecek. Trilye ye veda etmek çok zordu hiç ayrılmak istemedim. umarım ilk fırsatta tekrar gider söyle bir gecede olsa orda konaklayarak tadını biraz daha çıkarabilirim.
bu arada pizza hat tam tahıllı pizzasını tatmayan varsa hemen bu yazıyı okur okumaz koşa koşa gitsin nasıl muhteşem bir lezzet tıka basa doymakta cabası

12 Ağustos 2012 Pazar

dukana ihanet ve kepekli tam buğday unlu makarna

 Evet tamamen tadının nasıl olduğunu merak ettiğimizden dukana ihanet ettik. Okadar kestik kuruttuk sonunda torbalara doldurduk, kaldırmadan önce tadına bakmasak olmazdı. Bu yasaklı ürünü yemek çok güzeldi tadı muhteşem olmuş. üzerine sarmısaklı yoğurt, pulbiber ve nane de ekleyince tadına doyum olmadı. yerken çok şiştiğmizi itiraf edeyim. hatta eşim midem bulandı falan dedi uzun zamandır yemeyince. çok özlemişiz makarnayı çok. iyiki yapmışız iyiki 55 kg olunca haftada bir kere bile olsa yemee şansım var. 
Ne kadar sağlıklı bir besin tam buğday unu, kepek, yumurta tam besleyici ürünler evde hazırlanmış makarna gibisi varmı. ben her ne kadar yardımcı rolünü üstlensem kayınvalidem yapsada içinde emeğimin olduğunu bilmek süper. bir gün kendim deneyeceğim makarna yapmayı bakalım nasıl olacak.


10 Ağustos 2012 Cuma

evde kış hazırlıkları

Şu an size güzelim karadeniz tatilimizi yazıyor olmam gerekiyordu. Maleseif tura katılım olmayınca tur şirketimiz turumuzu iptal etti. Bizde farklı bir tatil alternatifi oluşturamadık. İznimizi iptal ettik. Bu hafta için özel işlerimizi halletmek üzere izin aldık. Fırsat bu fırsat deyip evde biraz temizlik yaptım. Buzdolabımızı değiştirdik.  Kayınvalideme gidip tam buğday unlu ve kepekli makarna kestik. kışa hazırlık yaptım. İdeal kiloma ulasmaya 2.8 kg kaldı. Onuda verdiğimde makarnamı yerim artık inşallah. Bugün de cuma pazarına gidip dolmalık biber, köy biberi ve acı biber aldım.Onları bir güzel temizleyip dizdim astım inşallah kurur ve gülerek sağlıkla yemek nasip olur.
Dün aksam Espark'ta Eskişehirspor'un maçını dev ekranda izlemeye gittik. Üçüncü golü de yediğimizde dayanamayıp evimize döndük çok üzüldüm.
Not: Makarnayı kesme görevi canım askımındı. ne kadar hamarat olduğunu da görmüş oldunuz : her ne kadar kendisi ideal kg hemen ulaşamayacak olsada karısı yesin diye hazırladı. 111 kg ile yoluna devam ediyor. inşallah bir gün öncesi sonrası fotoğraflarını hazırlayacağım sizler icin.

3 Ağustos 2012 Cuma

bir maç hikayesi

Eskişehirli olarak Es-Es in maçlarına hiç gitmemiş olduğumu şimdi utanarak söylüyorum. Hal böyle olunca
Eskisehirspor - Olympique Marseille Euro League maçına gitmeye karar verdik. Hemen baştan söyleyeyim iyiki gitmişiz. Bu kadar eğlenebileceğimi tahmin etmezdim. 21:45'te başlayacak maç içi 20:00 de stada giriş yaptık aa boş kimse gelmemiş nidaları benden yükselirken eşim maç saatine yakın görüşürüz nutuklarını bana atıyordu bile. Tabiki haklı çıktı hele bir nefer gelsin sen gör coşkuyu demesi de ekstrasıydı. Maçın heyacanına stadın büyüsüne o kadar kaptırmıştım ki kendimi bol bolo foto çekerim sözümü kendim bile unutmuştum. Maç 1-1 sonuçlandı. Stadda bayan popülasyonunu soracak olursanız inanın hiç te az değildi. Staddaki es es taraftarlarının maç anındaki bir kaç yorumunu aktarayım neler konuşuldu kulislerde;

- bu serveti yatsın diye mi almışlar
- serveti kim getirdiyse bi iş yapmaz onun yüzünden golü yedik
- ha birde dede diye birinden bahsediyorlar ben futbolcularıda tanımadığım için kimse bu dede ona çok önem veriyorlar ve top onda olduğu sürece çok mutlular.
-saha kıyısındaki topçu çocuklarada takmış durumdalar topu hemen sahaya atmadıkları için

yani bu maçta tek şikayet edilen fotbolcu servet, şikayet edilen yönetici serveti getirenler (günah keçisi o galiba bu maçta), çok övülen kişi dede dedikleri...
biz diyette olunca çekirdeksiz bir maç geçirdik ama çekirdekle bütünleşen insanları görünce mutlu olduklarını gördüm. iftar vakti olunca ekmek arası köfte ve ayran herkesin yanındaydı. stadda çekirdeki su ve acıbadem kurabiyesi en favori yiyecekler. 
aa birde küfür konusuna deyinmek isterim. ben öyle alalade bir küfür duymadım desem yeridir. bazı pozisyonlarda birkaç fotbolcuya biraz sinirlenenler oldu ama kalabalığa yayılmadı kişisel fevrilikler ve çabuk geçti. güvenlik deseniz 10 ama buna bile gerek kalmadı es es taraftarı gerçekten çok kültürlü ve ahlaklı iyi taraftar.  

açık tribünden muhteşem bir tezahüratla ayrılıyorum. bu arada neferi tebrik ediyorum 90 dk hiç susmadıkları için, açık ilk gölü yiyince biraz morali bozulup sussada onlar hiç vazgeçmedi takımını bırakmadı

24 Temmuz 2012 Salı

dukan lezzetleri

Başladığım diyeti ilk defa bırakmadan süper devam ediyorum. Dukana ne kadar teşekkür etsem az hiç aç kalmadım ve en güzel yemekleri yedim. Köfte, tavuk, et meğer ne kadar çok seviyormuşumda fark etmemişim ne var ne yoksa makarna patates kızartması yiyerek kendime yazık etmişim. Dukan diyeti yaparken hayat inanın daha eğlenceli Eşime diyorum ki yemek yaparken kilo vereceğim o kadar emek sarfediyorum ve keyifle tadına vara vara yiyorum. sırf yemek yemek için değil böyle keyfini cıkarta çıkarta yemek yiyorum. ee hadi müthiş sonucu da yazayım. aslında sonuç demesem iyi olur çünkü hala devam ediyor ama biliyorum bunları okurken merak içindesiniz. bu sabah itibari ile 58.8 kg ile yoluma devam ediyorum. biliyorsunuz hedef 55 kg çok az kaldı ama önümüzdeki iki hafta tatile gideceğim biraz kaçamak yapacağım kesin olsun kendimi çabuk toparlayacağıma inanıyorum. eşimden bahsetmeyi unuttum 16 kg kendisi verdi maşallahı var önünde uzun bir yolu var umarım hedeflerimize ulaşırız. bu arada adettendir bi öncesi sonrası fotosu kesin koyacağım hele bir göreyim 55 kg.

13 Haziran 2012 Çarşamba

dukan 2.gün

biliyorum dün bekliyordunuz yazımı ama aktarma kablomu bulamadım hal böyle oluncada bugüne kaldı. ikinci gün sabah omlet ile başladı light peynir ve bir dal taze sona ekledim icine oh mis oldu mis. sonra 2 adet yulaf kepeğinden hazırlanmış fırında pişirdiğim küçük ekmekimsi şeyler vardı: ben biraz yumurtadan bunalınca yanına iki kaşıkda light yoğurt koydum oh mis mis yedim 2 bardak su icmisim kahvaltıda. su tüketimim hızla arttı ve dünkü kadar sık tuvalete gitmiyorum daha çok terleyerek atmaya basladım ama nasıl ter ben hayatımda böyle terlediğimi hatırlamam her hücremden sanki yağ fıskırıyor.



aksam somon balığı tercihimiz oldu baya bi yağlı olmasına rağmen onu tükettik. bu arada ikinci gün sabahı tartıldığımda 65,7 kg idim. idim diyorum ücüncü gün az da olsa verdim onuda yazacağım. 2 dilim somon balığı yedik bir bardak coca cola zero içtim oh cok iyi geldi.. esime diyorum ki kırk yıl düsünsem zero iceceğime sevineceğimi bilmezdim. çünkü normalde ayran, su, sade gazoz, meyve suyu tüketen biriyim ama özledim iste zero icesim geldi ictim. iyide yaptım bu sıcaklarda pek serinletici oldu.


11 Haziran 2012 Pazartesi

dukan 1 gün sulu köfte e

1.gün sabah haşlanmış bir yumurta kibrit kutusu kadar light peynir ve yulaf kepeği krebi bir bardak yeşil çay
1.gün 10 da bir bardak böğürtlen bitki çayı 10.30-11 arası bir küçük light meyveli yoğurt 750 ml su içildi 4defa tuv. gittim:)
  66,4 kilo ile başladım birinci gün için öğlen tavuk göğsü ızgaza siparisi verdim hemde 1,5 porsiyon yanınada ayran oh mis mis
  1 gün açlık hissetmiyorum ama öğlen yediğim tavuktan midem bulanıyor sadece en iyisi evden bisiyler yapıp getirmek
  1 gün cok sıcak olmaya basladı masa üstünde vantilatör devamlı çalışıyor bunaldım beceremiycemmi yoksa korkusu sardı beni
1 gün 2 gibi bir yeşil çay içildi ikinci şişe suya devam ağzımın tadı bozuldu sanki simdi bir light meyveli yoğurt zamanı
Günün özetini bugün twitterde sıcağı sıcağına paylaştım. biraz korktum ama sonucta aksam oldu bir günü bitirmis oldum. aksam eve gelirken markete uğradım kıyma alayım diye masallah bol bol almısım 320 gr olmus hal böyle olunca ikiye böldum hazırladığım köfteleri yarısı dolapta baska bir gün yenmeyi bekleyecek. nasıl hazırladığıma gelince kıymanın içine iki yumurta akı koydum bir yumurta sarısını terbiyede kullanmak için ayırdım diğerini malesef attım durduk yere sarısını fazladan yiyip kolestrolum artmasın diye. sonra içerisine iki kaşık yulaf kepeği koydum ve bir çay kaşığı karabiber ekledim sonra internette yorumlarda yemesi zor oldu deyince mümkün olduğunca küçük köfteler hazırladım baya bir vaktimi aldı ama olsun. sonrasında 4 su bardağı suyun ocağa koydum o hafif ısınırken hemen bir yumurta sarısının içersine bir bardak light yoğurdumu koydum yarımda limon sıktım karıstırdım. bu terbiyeyi suya yavaş yavaş karıstırarak ekledim kaynayana kadar karıstırdım sonrasında köfteleri ekledim. bu arada saati farketmedim ama uzun değildi en fazla 10-15 dk kadar böyle pişirdim. sonra fotoğraf çekme hevesim geldi ay soğusun falan dedim bir kaç poz fotoğraf çektim. üzerine hem fotoğraf için renk versin hemde tadı biraz değişsin diye biraz nane biraz pul biber ekledim sonra o kadar uzun sürede hazırladığım köfteleri bir çırpıda yedim korkmayın hepsini değil. :) bu fotoğraf tabağını yedim ve bu tabakla bir tabakta suyunu içtim doydum ya inanamadım gözüm o kadar açtıki ne bulsam yiyeceğim zannediyordum,

 bu arada gün içersinde 2 şişe 750 ml suyumu içtim yanında içtiğim bitki çayları ve ayranda kar kaldı herhalde yatana kadar 2 litreyi çoktan geçmiş olacağım. pazartesi #son dizisinin başından ayrılamayacağım için ekmek hazırlayamadım henüz. eğer uykum gelmezse ekmeğimi hazırlarım diyorum, ilk günü böyle bitirdik, 66.4 kg kilo verdinmi diye sorarsanız gelir gelmez tartıldım ama yüz gram gitmiş yaf sadece bi sinir oldum. bakalım asıl sabah belli olur ne kadar verdiğim ama ben 5 günden umutluyum zayıflayacağıma inanıyorum.

10 Haziran 2012 Pazar

dukan diyeti hazırlıkları

Evet evet dukan diyetine başlamayı kafama koydum. ama buna karar vermem bir hafta sürdü. bu hafta sonu espark migrosta kitaplarda %40 indirim vardı 12 tl ye kitabı satın aldım okumaya basladım. kitabı soluksuz okuyorum bitirdim desem yalan olur ama baslamak icin beni ikna etti. bu konuda esimi de ikna ettim ikimizin birlikte yapması daha kolay olacaktı. ikna ettim dediğime bakmayın onun benden çok diyet yapmaya ihtiyacı var. maşallah biraz insan irisidir de :) pazartesi günü baslıyoruz. yediklerimi içtiklerimi günü gününe yazmaya çalışacağım. büyük nikonu çıkarmaya üşenince fotoları ıphone dan çekip yüklüyorum. idare edeceğiz artık. cumartesi yulaf kepeği de aldık yine espark migrosta bulabilirsiniz. daha sonra özdilek alışveriş merkezine gidecektik light peynir ve yoğurdu oradan aldık ama meyveli light yoğurt yoktu. onu da pazar günü kanatlı alış veriş merkezindeki migrosta bulduk aldık. yuumrda ve tavuk stoğumuzuda hazırladık
internet adresine girip kac gün atak evresi geçireceğimizi hesapladık benim için 4 gün eşim için 5 gün çıktı bende ona uyup 5 gün yapmaya karar verdim. seyir dönemine geçmeyi merakla bekliyorum. bu arada az önce ilk gün için yulaf kepeğinden peynirli poğaçalar yapayım dedim fırına attım. pişiyorlar yalnız biraz sıvı olduğu için yayıldı bunlar dumduz oldu :) yapa yapa öğreneceğiz galiba. sabah tartılıp kilolarımızı dip not olarak yazacağım. günlük mineral ihtiyacımız içinde birer sade soda ekledik diyetimize. pınar yaşam pınarımdan 750 ml lik cam sisede su aldık günde en az 1.5 lt su içme mantığıyla bundan iki şişe su içersek diğer içtiklerimiz yanımıza kar kalacak :) yaklasık kilom 66 ile 68 arasında cok yemem yada az yememle alakalı olarak değiişiyor. eşimin kilosunu simdilik yazmasammı eğer zayıflarsa kesin yazacağım ama inanın simdi olmaz okur falan küser sonra bana :)

haftasonu


Bu cuma pazara gidip çilek aldım, reçel yapmak için çok küçüklerini bulamadım ama bulduklarımla idare ettim. temizledim ve cuma aksamından şekerini ekleyip bir gece beklettim ben çok tatlı sevmem bu nedenle bir kilo çileğe üç su bardağı şeker ekledim. önce kaynamasını bekledim sonra kısık ateşte pişirdim bu esnada köpüren kısımlarınıda toplamayı ihmal etmedim. indirmeye yakın bir kac damla limonu da ekleyince hazır hale geldi.  sıcak sıcak kavanoza boşalttım ve kahvaltıya gittik kocamla.  biz gelene kadar soğumuştu kapaklarını kapatıp dolama kaldırdım. pazar sabahıda kendimizi attık dışarı inci börekte aldık soluğu bir güzel börekleride yedik. hani senin dukan diyetin diye soracak olursanız. bir sonraki postta geliyor. cuma akşamı yalan dünya izlerken temizlediğim beş kilo bezelyeyi de unutmak istemiyorum. allahım temizle temizle bitmedi yoruldum.

5 Haziran 2012 Salı

Karadeniz Turu

Bu yaz tatilimizin izin günlerini biraz karışık olsada ayarlayabildik sonunda. Yazın Doğu Karadeniz Turuna gitme kararımızdan sonra biraz araştırma yaptık. Geçen yazda gitmek istemiştik ama malesef izne son günde çıkmamız problem olmuş ve tur şirketinde ki son biletleri dakika farkıyla kaçırmış gidememiştik. Bu yıl zor bela iznimizi ayarlayıp etsturdan turumuzu satın aldık. 28 Temmuz tarihi itibariyle gezimiz başlayacak. Umarım beklediğimizden daha güzel bir tatil olur.
Karadeniz Turundan sonraki hafta yine iznimiz var acaba tur sonrası birde deniz kıyısına mı gitsek diye düşünüyorum. Bakalım bu zaman içerisinde ayarlayabilirsek 4-5 günlük bir tatil daha düşünüyoruz.

2 Haziran 2012 Cumartesi

dukan diyeti

Şu an hazırlık aşamalarındayım bütün bir yaz dukan diyetini uygulamayı düşünüyorum. İlk etapta http://www.dukandiet.co.uk/ adresine giderek kilo vermek için tablomu oluşturdum. Bundan sonrası sıra ile ile gecektir atak dönemi ile başlayacağım 4 gün sürecek umarım bu sefer başarılı olurum. Tablomu kaybetmemek için hemen bloga yazayım istedim böylelikle her bloga baktığım da göreceğim ve tekrar tekrar motive olacağım.

1 Haziran 2012 Cuma

huzur



Evet başlığımız huzur ve ben bugün huzur doluyum. Dün akşam sınav sonuçlarımız açıklandı. Tüm derslerimi geçtim. Bir sıkıntımdan kurtulmuş oldum. Ne kadar mutlu oldum anlatamam. 3.döneme geçtim inşallah bu başarım devam eder. 
Her gün işe eşim bırakır beni hal böyle olunca evin önünde arabaya bin işte in derken hiç hareket edemez oldum kilolarım aldı başını gidiyor. Sınavlar bittiğinden bu yana sabahları aşağı kapıda inip iş yerime doğru yürüyorum biraz hareket etmek iyi gelecektir diye. Yürürken bu güzel manzarayıda sizler için çektim. Bu kadar güzel yeşillikler içinde güzel bir sabaha başlamanın huzurunu yaşıyorum. Bu yaz dünde bahsettiğim gibi ingilizce kursum beni biraz oyalayacak. İş yerimizde yeni binasına taşınacak temmuz ayında bunun da biraz koşuşturması olacaktır. Ağustos ayında inşallah bir tur ayarlayabilirsek eşimle birlikte Doğu Karadeniz turuna gitmek istiyoruz. Doğayla başbaşa huzurlu bir tatil olsun diye.Güzel günler bizi bekliyor hep mutlulukla güzel bir yaz geçirelim. 
Hanimiş dip not : dünkü karamsarlığımdan hiç bir eser yok farkettiğiniz gibi zaman ne kadar hızlı akıyor ve na kadar farkıl ruh hallerine girebiliyoruz. ne zaman ne olacağı hiç belli değil.



31 Mayıs 2012 Perşembe

sınav sınav sınav

Bunalımların alasını yaşıyorum bu günlerde... Ne kadar yoğun bir mayıs ayı geçirdim her hafta bir sınav ama en streslisi 26-27 mayıs ahmet yesevi finalleri idi. Final haftası ders çalışmak için bir hafta izin aldım geçen dönem gayet işe yaramıştı bu dönem hafta ortası çarşamba kalabak suyundan bir zehirlendim kendimi toparlayamadım ne çalıştıysam ilk iki gün oda tabiki yetmedi bana. Finallerde ki sorular oldukça zor geldi. Sadece bana değil tüm sınava giren arkadaşlar aynı dertten muzdarip olduk. Hal böyle oluncada bu sınavların sonuçlarını bekleme süresi tam bir işkence olarak geçiyor. Normalde sınavlardan kurtulmuş olduğum için bir rahatlama üzerimdeki stresi attığımız için bir gevşeme olurdu. Hayır hayır hiç biri olmadı daha çok gerildim daha çok meraktan stres halindeyim. hayırlısı ile bir açıklansaydı bizde yolumuzu ona göre çizseydik. Bütünlemeler haziranın sonunda yapılacak onlara ancak hazırlanırım ama kaç derse hazırlanacağım bir kesinleşseydi süper olacaktı. 
Bu okuldu sınavdı derken hayatımı o kadar dolu dolu yaşamaya alışmışım ki şu an sudan çıkmış balık gibiyim kendimi çok büyük bir boşlukta hissediyorum. Hemen kendimi bir ingilizce kursuna yazdırdım. bütün yaz onunla uğraşırım sonra yine okul açılır sonra yine dersler hayat böyle devam eder.

16 Nisan 2012 Pazartesi

kırmızı biber

Efendim tilki dönüp dolaşıp kürkçü dükkanına geri gelirmiş derler ya aynen öyle oldu. sevdiğim bir ablonno3 artık yazmak istemedim. kendi bloguma geri döndüm. tüm yazılarımı bloga tasıdım. Elimizde bol bol ablogno3 lü fotoğraflar kaldı anılarımızı süsleyen. İstediğim zaman istediğim kalitede yazmak istedim, sıkılmadan kendimi yormadan. Şu günlerde fazlasıyla stresli günler geçiriyorum, derslerin yoğunluğu ödev teslim zamanı, vize zamanı, iş yoğunluğu ev işleri telaşı derken uzun bir ara vermiş olduk ama olsun, dedim ya istediğim zaman istediğimi yazayım keyfimin kahyası olayım :) Gelelim merhaba fotoğrafımızdaki güzel kırmızı biberli, peynirli maydonozlu süper görüntülü tarifimize. Tarife internet ortamında oldukça sık rastlarsınız kendi fotoğraflarımla yayınlamayı tercih ediyorum. Oldukça basit bir tarif olsada hem tadıyla hemde görüntüsüyle büyüledi. Kırmızı biberlerin ne kadar sürede bu diriliği koruyacağını bilemediğim için hazır aldım, tercihim tamek markasından yana oldu lezzeti o kadar güzeldiki hazır olduğunu kimse anlamadı diyebilirim. Tabiki sonradan kendim itiraf ettim ama olsun. Biraz sert bir peyniri rendeliyoruz içine küçük küçük doğradığımız maydonozları içerisine ekliyoruz birazda dövülmüş ceviz ekliyoruz üzerine, harcımızı hazırladıktan sonra kimi çok büyük olan biberleri üçe bölüp yada büyüklüğüne göre ikiye bölüp içerisine hazırladığımız harcı ilave ediyoruz. Diğer taraftan kaynayan suya hazırladığımız soğan saplarını atıp derhal çıkartıyoruz soğuk bir suya koyuyoruz iyice kendilerini bırakmasınlar ama bağlanacak kıvamı yakalasınlar diye. Hazırladığımız soğan sapları ile rulolarımızı bağlıyoruz. Hepsini bitirdikten sonra hazırladığımız tabakta o güzel görüntülerini kaybetmesinler diye üzerlerine zeytinyağı gezdiriyoruz ve büyüleyici kırmızı biberlerimiz hazır. Afiyet olsun.

10 Nisan 2012 Salı

bahar yagmurlarına hazırmısınız?

Güzel ülkeme şehrimize bahar geliyor yaşasın.... Her mevsimin ayrı bir güzelliği var ama bahar bambaşka benim için. Her şeyin yeniden hayat bulması canlanması bana ruhuma öyle iyi geliyorki. Tazelenmek için en güzel zaman... Baharı gördüm diye hemen diğer mevsimleri bir unutmuşluk olmasın.. yazıda çok severim deniz kokusu tatile gitme sevinci biraz kültür turları oh mis mis hemen gelsin isteyiverdim. Sonbahar hüznü ah o ne hüzündür öyle etrafta sarı kırmızı düşen yapraklar tenimizde hissettiğimiz o biraz üşüten rüzgarlar, biraz veda mevsimi gibidir hüznü de çoktur o yüzden. Bu arada benim hayatımda ne zaman üzüleceğim bir olay olsa o hep sonbaharda olur korkarım biraz sonbahardan ama bu yıllarda bu durumu yenmeye başladım masallah ki kötü bir şeyler olmuyor. gelelim kış mevsimine eve kapanma mevsimi, çok memnunum bu durumdan hele yeni evimizde bu yıl kış çok eğlenceliydi benim için. manzarısında süper kar yağışı izlenebiliyor. Birde küçüklüğümdeki sobada kestane ziyafetleri oh insanı mest eder. Annem karda koşuşturmamıza kızsada, biz küçükken eve girmezdik kaymaktan diye anlatıp durur. öyle cok kar yağmadı ben kücükken yada kayacağım bir yer yoktu hiç hatırlamıyorum bu tür bir anımı:( o zaman nerde fotoğraf makineleri. olsa olsa en fazla günlüğüm olurdu onuda küçük aklımla yazmak aklıma gelmemiştir heralde. kışa fena daldık evet evet gelelim ilkbahara günümüze dönelim. ağaçlar hafiften böyle bir tomurcuklanmaya başladı ama korkuyorum erkenden çiçek açarda şu eskişehir soğuğu yakar onları diye. bu yıl bol bol çiçek açmış ağaç fotoğrafı çekmek istiyorum. kokusunu hissederek. Nerden nerelere geldim bir çift yağmur çizmesi, bir şemsiye neler neler anlattırdı bana.
Hazırım artık bahar yağmurlarına hazırım... internet alış verişlerinden aldığım şemsiyemi zevkle kullanıyorum ama rüzgarlı havaları sevmiyorum pek dayanıklı değil çünkü. crocs yağmur çizmerimi henüz bir kez giydim oda geldiği ilk gün, meraktan yağmur yağsada giysem diye dört gözle bekliyorum. Alırken tereddüte düşmüştüm yok daha büyük numarasını mı alsam falan diye normalde 36 numara giyerim ama kışın botlarımı bir numara büyük almak alışkanlık olmuş ani bir kararla yağmur botlarımıda 37 numara aldım iyiki öyle yapmışım kalıpları cok büyük, bana biraz büyük geldi diyebilirim ama içine kalın çorap tarzı bişiy yapmayı planlıyorum ayaklarım üşümesin diye bu nedenle hafif büyük olması benim için sorun değil. umarım zevkle kullanırım. deneyimlerimi ileriki postlarda paylaşmak üzere hepinize iyi pazarlar iyi tatiller

evde tavuk dürüm keyfi

Haftasonları gezmek kadar evde vakit geçirmeyide çok seven bir çiftiz. Böyle olunca fazla vaktimizi almayacak , hem daha sağlıklı hemde daha temiz ürünleri tüketmek istiyoruz. Bir film arası, yada ders arsı yarım saatte hazırlayıp tüketebileceğimiz güzel bir lezzet tavuk dürüm.Şu an mevsimi olmasada haftasonu canımız çekip dayanamayıp aldık malzemeleri, domates, biber, tavuğun göğüs kısmı ve hazır lavaş (keşke becerebilsemde evde yapsam ama nerde bende o kabiliyet) tavuklarımızı ince julyen yada küp küp keserek biraz yüksek ateşte tavuk kendi suyunu çekene kadar pişirelim. daha sonra yağımızı ilave edip tavukları biraz kavuralım iyice sertleşmeden biberleri de ilave edip kavuralım. en son safhada henüz domateslerin tam suyu çıkmadığı için ilave edip onlarıda kavurdum ama isterseniz domates mevsimi geldiğinde onları pişmemiş olarak lavaşın içine ilave edebilirsiniz. diğer tarafta lavaşlarımızı yapışmaz tavada biraz ısıtalım. ısınan lavaşın içine yaklaşık üç çorba kaşığı kadar tavuk harcımızı ilave edelim sonra doğranmış marul ve ince ince kesilmiş salatalık turşumuzu ekleyelim. en son yiyecek kişinin zevkine göre mayonez, ketçap, acı sos ileve edip servise hazır hale getirelim. inanın bu orta boy lavaştan iki taneyi rahat rahat yiyebiliyorum o kadar lezzetli :) yanında içecek olarak benim tercihim doğanay acılı şalgam suyu :) biraz garip gelebilir ama o kadar lezzekliki daha önceki kış pikniği yazımdaki o güzel ekmek arası sucukların yanında bile onu içtim. Evimden eksik etmediğim bir içecek her ne kadar eşim içmesede ben o hafta tüketeceğim boyutta bir tane mutlaka alıyorum kendime.

sosisli spagetti

Geçtiğimiz haftasonu Eymen'in 1. yaş gününde Aslı anlatmıştı, madem makarna yemeyi bu kadar çok seviyorsunuz bak sosisle pişir değişiklik bir sunumu olur dedi. Ben tamam deyip bu hafta sonu makarnayı yapmayı planladım. Aslında haftanın en az üç günü makarna tüketen çekirdek bir aileyiz. Haftasonunu yapmayı planlamamım nedeni gün ışığından yeterince faydalanıp daha net fotoğraflar çekmek isteyiyimdi. Iphone ile fotoğraflamak nereye kadar, Nikon D300 yerini tutabilirmi;) Tarif tabiki çok kolay minik kokteyl sosisleri kullandım üçe bölmem yeterli oldu, makarna olarakta filiz makarnayı kullandım, ince ince çok yakıştılar birbirlerine. Bir parça sosise 8-10 tane makarna yerleştirmeniz mümkün. Ben pişireceğim tüm makarnayı sosislemek istemedim sosizsiz makarnada ekleyerek iki kişilik makarna hazırladım.Kaynayan suya makarnaları ekledim makarnayı kesinlikle çok pişmiş sevmiyorum hafif diri kalması benim hoşuma gidiyor o şekilde pişirdim, siz kendi keyfinize göre karar verirsiniz artık.
Bu hafta sonu Bozüyük'e annemlere gittik çok özleşim kar kış nedeniyle yakında olsak gidemiyordum. Babam her zamanki gibi bahçesi ile uğraşmaya başlamıştı. Kıştan ıspanak, pırasalar hala duruyordu. Bende payıma düşeni aldım geldim tabiki :) mis gibi kokuyorlar önümüzdeki günlerde onları da pişirip fotoğraflarım. Kuzukulağı, tere, benim sevmediğim dereotu onları da yeni ekmişti bir daha ki gidişimize büyüdüklerini kesin görmüş olurum.
Bu arada derslerim hızla devam ediyor ama bende tık yok hazırlamam gereken şimdilik açıklanan 3 ödevim var. Konuları şöyle bir paylaşmam gerekirse,
1- Çalıştığınız kurumda ya da tanıdığınız iki farklı türdeki lideri liderlik özellikleri açısından bir tabloda benzerlik ve farklılıklarını gösterecek şekilde karşılaştırıp değerlendirmesini yapınız.
2- İşletmelerde Çekirdek Teknolojilerle Dinamik Yeteneklerin Arasındaki İşbirliğinin Değerlendirilmesi
3- İş ya da özel yaşamınızda bir olguyu, örgütsel davranışın konularından birini ya da ikisini esas alarak irdeleyiniz. 
Üç konununda araştırmasını yaptım aslında ama oturup yazması kaldı. Bir an evvel hazırlamam faydalı olacak son güne ders bırakan öğrencilerin ne kadar sıkıştığının farkındayım. Biraz nefes almak sınavlara daha iyi çalışmak istiyorsam bunları tamamlamam gerek. 
Hepinize güzel bir pazar diliyorum.. Deneyenler makarnayı çok sevecek özellikle çocuklarınızın ilgisini çekeceğini düşünüyorum. 






2012 yaz sezonu

Dün aksam eve şöyle bir dinleneyim diye gittim. Gider gitmez bide ne göreyim sular kesik. Tabiki neden su kartımızda su bitmiş :) çok şükür ki bir Eskişehirli olarak en sevdiğim hizmetlerden birisi Espark önüne kurulan atm tarzındaki elektronik su yükleyebilme şansınız. Hemen üzerimi değiştirip düşdüm yollara yürümek istedim iyi ki yürümüşüm muhteşem bir hava vardı ve bana çok iyi geldi. Esparkın çevresinden dolanmak yerine ilk kattan girip öyle geçmek istedim. Birde ne göreyim her yer cıvıl cıvıl olmuş vitrinlere yaz gelmiş. Gezmek için vaktim yoktu ama ıphone ile sizlere bir kaç mağaza ve vitrin fotoğrafı çekebildim. Gezmek için kendime vakit ayırmam gerekiyor onu farkettim. Bu yaz her yer cıvıl cıvıl tüm renkler içimizi açacak. Yeşil, sarı, pembe skinny pantolonları mutlaka edinmeniz gerekiyor yoksa fazlasıyla eksikliğini hissedeceksiniz :) Bende şu an yeşil ve sarısı var ama onları biraz yaz için kullanılır hale getirmeyi planlıyorum üzerlerinde değişiklikler yaparsam istediğim gibi rahat kullanabileceğim.
Soldaki fotoğraf mangonun mavilere görür görmez tutuldum. Mağazaya girip her bayanın yaptığı gibi tek tek tüm ürünlere dokunmak istiyorum. Benim olsunlar demiyorum farkındaysanız dokunmak. Sanki dokunduğumda o ürün ile aramda bir bağ oluşacakmış gibi gelir bana eğer o hissi yakalarsam hemen deneyip almak istiyorum o ürünü. Eşim çok kızar bu huyuma dokunmadığın ürün kaldımı bak bakalım diye birde dalga geçer :) Yandaki mağaza vitrini ise journey anneli kızlı takım vitrini :) bana hitap etmesede bu konsept yinede beğeniyorum. Bershka ve Oxxo renklerinede bayıldımı ama fotoğraf çekmek için vaktim olmadı. Önümüzdeki günlerde onların ürünlerininde güzelliklerini yayınlamak şart oldu :) Bugün Eskişehir meşhur çarşamba pazarı sabah kumaş bakmak için uğradım işe gelmeden ama beğenebileceğim bur kumaş bulamadım malesef. Aksam mutlaka uğrayıp biraz Çar-Pa havası almam dolaşmam gerek yoksa bu güzel bahar bayramının tadı çıkmaz. Hepimizin bahar bayramı kutlu olsun.

2012 trend-bileklik


bu yaz renk renk bileklikler moda... takıp takıştrıp gezme zamanı özellikle sagdaki bileklikler yapmak zevklide boncuklarım elimde mevcut birde ipini alırsam rengarenk bileklileri yapmaya baslayacagım.
yukarıdaki linkte yapılısını anlatmıslar. bize de renklerini begenmesi kaldı. hepinize iyi pazarlar...

Ahmet Yesevi Üniversitesi Yönetim ve Organizasyon Yüksek Lisans Programı

Daha önceki postlarımda söz verdiğim gibi size aldığım eğitim ile ilgili bir kaç bilgi vermek istiyorum. Genelde internette çok araştırılır ama çoğunluklu gizli sayfalarda konuşulur bu nedenle bilgi edinmesi çok zor yaşayıp içine girdiğinizde fark edeceğiniz bilgiler pek çoktur.
2008 yılında kpss sınavına girdiğimde bir gün yükseklisans yapacağımı aklıma bile getirmezdim. Aman bir işim olsun evde oturmaktan çok sıkıldım modundaydım. Sınavdan iyi bir puan alınca bulunduğum ilde osym tercihleri ile atamam oldu işe başladığımın üçüncü ayından sonra lisansımı tamamlamıştım. İnsan bu kadar kitapla okulla vakit geçirince bir boşluğa kapılıyor ve elindekilerin yetersiz kaldığını düşünüyor bu sebeple hadi deli bir araştır bakalım vardır seninde yükseklisans yapacağın bir yer diye yola koyuldum. İlk önce civar illerdeki üniversiteleri denedim hem dil sınavları beni zorladı hemde işten izin alma stresi beni benden aldı. Sürekli telefonlarınıza mesajlar gelir maillerinize düşer farketmezsiniz ya işte öyle Ahmet Yesevi Üniversitesini keşfettim olurmu olmazmı derken şartlarının benim için daha uygun olduğuna karar verdim. Bir hafta içinde evraklarımı hazırladım öyle çok evrak falanda gerekmiyor, klasik diploma, nüfus cüzdanı gibi evrakların yanında ALES'ten alacağınız bölümünzle ilgili en 55 puan size yüksek lisans yapmanızda yardımcı olacaktır. Dil puanı istenmemektedir. Tabi ufak bir ayrıntı olarak düşündüğüm belki sizi zorlayacak tek kısım ücret kısmıdır. Dönemlik ücreti memur indirimi ile 1680 TL anlaşmalı bankalar ile öderseniz ayda 420 tl dört taksitle ödemeniz mümkün. Üç dönem sürecek eğitimde toplam 5000 TL yi gözden çıkarmanız gerekiyor.
Derslerin isleyisi çok kolay internet üzerinde (Adobe programı yüklü olmalı) belirlenen günlerdeki derslerini takip ediyorsunuz .Dersler 45 dk sürüyor ve genellikle ülkemiz üniversitelerinde görevli Prof. hocalarımız size dersi canlı canlı anlatıyor. Derslere o saatte katılmanız devamlılık ve hocanın yıl sonundaki kanaat notu için önemli ama kaçırdıysanız üzülmeyin dersler kayıt altına alınıyor oradan tekrar izlemeniz mümkün. Eskiden ortaokul dönemi ve lise döneminde verilen dönem ödevleri vardır ya her ders için aynen dönem ödevlerimiz var onları hazırlıyoruz. Sisteme girdiğinizde ders içerikleride ders öncesi hazırlanmak veya sınav zamanı çalışmak için oluşturulmuş bir sunumla ekrana geliyor. Bunlarıda takip etmeniz hocalarımızın kanaat notu için oldukça önemli. Gelelim sınav mevzuna eskiden iki vize bir final olurmuş ama ben okula başladığımda bir vize bir finale dönüştü. Vizelerinizi yine internet üzerinde belirlenen soru miktarına orantılı zaman aralıklarında cevaplıyorsunuz. Vize+Dönem ödevleri+ders takibi+ders içeriğinin takibi bunların toplamının %30 u finalinde %70 alınıyor. Toplamda 70 puan ve üzeri alırsanız dersi geçmiş olursunuz. Finallere gelecek olursak finaller için Ankara'da ve İstanbul'da sınavlara giriyorsunuz. Ben Ankara'da giriyorum sınavlarıma Gazi Üniversitesi'nde aynı gün aldığınız 4 dersinde sınavına giriyorsunuz. Biraz yorucu oluyor özellikle bir dersten kötü geçen sınavınız diğerlerini de etkilemesin diye kendinizi çabuk toparlamanız gerekiyor.Şu an ikinci dönem derslerimi alıyorum inşallah 2013 ocak yılında mezun olmuş olacağım. Unutmadan üçüncü dönemde tez niteliğinde oldukça ağır bir proje ödevimiz oluyormuş. Henüz onunla karşılaşmadığım için size bilgi veremeyeceğim ama ben buralardayım. Aklınıza takılan sormak istediğiniz bir şey olursa bana yazın ben size dönerim. 
sevgiyle kalın.

son günlerin vazgeçilmezi Pinterest


Son 10 gündür takip etmekten zevk aldığım bir sosyal paylaşım sitesi. bir kaç gündür twitterda beğendiklerimi #pinterest tagı ile yayınlıyorum. en sevdiğim bloggerlar ordada varlar onları orada takip etmekte ayrıca bir güzel. Pinterest 'e üye olmak istediğinizde üyeliğinizin onaylanması gerekiyor 1 hafta kadar sürüyor bu bekleme süresi. Ama isterseniz ben size davet gönderebilirim (yoruma mail adresinizi bırakmanız yeterli) böylelikle daha çabuk üye olup akışları takip etmeye başlayabiliyorsunuz. Ev dekorasyonu, Fotoğrafçılık, Yiyecekler ve Seyahat konuları özellikle ilgimi çekiyor. Sitede fotoğraf kolajlarından oluşturduğunuz sevdiklerinizi yayınlıyorsunuz. Size cazip gelecek bir çok şey bulacaksınız inanıyorum.
Sizlerle birkaç kolajı paylaştım umarım beğenirsiniz ve bu sosyal ağa katılırsınız.

6 Nisan 2012 Cuma

kış pikniği

Yıllardır hayalini kurardım bir iki kez teşebbüste ettik fakat en güzel kış pikniğini bu yıl yapabildik. Kimi zaman yeterince kar yağmadı kimi zaman durum müsait olmadı her zaman ertelendi pikniklerimiz. Hatta bir seferinde kış pikniği diye yola çıktık bir güzel sucuklar alındı hatta hamsi bile canım cekti yarım kilo da ondan aldık ve şehre yaklaşık yarım saat uzaklıktaki bir piknik alanına gittik bizden başka 2 kisi daha piknik yapıyordu arabadan indik iner inmez farkettikki mangalı almayı unutmuşuz :) şoklara girdik ne yapsak diye :) her taraf ıslak kuru hiç bir dal bile yok yakabileceğimiz. hal böyle olunca diğer piknikcilerden yardım alarak bir ateş yaktık böyle derme çatma bir mangal alanı uluşturduk bir şeyler pişirip yiyebildik.
Geçen hafta sonu yaptığımız piknik. 4 kişi regülatöre pikniğe doğru yol aldık. Hafif acılı sucuklar, tek kullanımlık mangalda tam istediğimiz şekilde ziyafet sundu bize. Biraz üşüsekte karın dinginliği mutlu olmamız için yetti. Yeniden süper bir piknik keyfi yaşamak üzere...

Hanimiş dip not : Yükseklisansta ikinici dönemim başladı bu nedenle bundan sonra haftada iki gün yazılarımı yayınlayabileceğim. Bundan sonraki konu okulumla ilgili olsun. Hem size okul ile ilgili detayları anlatmış olurum.


Sevgiyle kalın, mutlu olun...



eskişehir pi kafe ve hafta sonu


Dün akşam eşimin arkadaşı isa nın doğum günü için ilk defa pi kafeye gittik. Sevemedim beğenemedim. hiç birisi leman ın yerini tutmuyor nedense. biz eşimle lemanı çok severiz malum eskişehir leman olaylarından sonra oraya gidemiyoruz. Yeni yerler keşfetmek lazım ama hem rahat edelim hem güzel yemeklerin tadına varalım isteriz. Dün akşama ait bir kaç foto... doğum günü çocuğunun en çok güldüğü karelerinden birini koyayım istedim. 

Hafta sonu eşimle biraz alış veriş yaptık. Haftalar istediğim saç kurutma makinasını sonunda philipsten beğendim aldım şu ana kadar sadece bir kez kullandım ve oldukça memnunum umarım bu memnuniyetim sorunsuz devam eder.

Yaklaşık 1,5 ay önce aldığım zebra perdelerimi bu hafta sonu eşimin arkadaşı yasin gelip taktı. Eşim iyidir hoşturda böyle matkap delme işleri falan pek ona göre değil merak eder ama yapamaz. Hal böyle oluncada yardım almak kaçınılmaz oldu. Perdelerimiz takıldı ve evimize değişik bir hava kattı öyle bir anda çektiğim fotolardan birisi şimdi karşınızda :) çelik size slm veriyor :)

Eskiden tam bir televizyon manyağı olan ben ne çıkarsa izlerdim. Resmen beni televizyonun karşısından kazımanız gerekirdi. Bu huyumu bir iki yıldır yenmeye çalışsamda en başarılı olduğum zaman yüksek lisans kaydımı yaptırdığım dönem oldu. Ne zaman derslerim başladı her şeyi izleyemez oldum, boşuna vakit geçirdiğimi o zaman anladım. Bu televizyon karşısından kalkmamın altında ilk gençlik yıllarımın izleri olduğunu hep düşünürüm. Ortaokul döneminde babam erken yatmamız için televizyonu kapatırdı hep içimde izleyemediğim programların üzüntüsü olurdu. Lise yıllarında yatılı okudum yine hafta içi televizyon izlemek yasaktı sadece haftasonları televizyon izleyebiliyorduk. Okul bitince kendimi televizyonun önünden alamamamın nedenlerini yazarken bulmuş olduk.
Bu günlerde severek izlediğim iki yabancı, iki türk dizisi var. Onlar olmadığı sürece televizyon karşısında pek durmuyorum, oyalanıyorum birşeylerle. İlk dizi eşimle birlikte yeni izlemeye başladığımız Alcatraz dizisi. Biraz lost ve prison break karışımı bir dizi. yurt dışında pazartesi günleri yayınlanan diziyi internetten indirip salı günleri izliyoruz.
İkinci diziyi tek başıma izliyorum hiç eşime hitap etmediği için. Gossip girl Belki kızanlar olur ama Chuck en sevdiğim karakter. Diziyi bu sefer internetten izliyorum indirmeden henüz 4. sezon izlemeye yeni başladım umarım Chuck düşüncem değişmeden 5. sezona geçebilirim.
Üçüncü dizimiz yine tek başıma izlediğim SON dizisi. Gerçeği söylemek gerekirse fragmanları izlerken diziyi izleyeceğimi hiç sanmıyordum. Oyuncuları beni hiç çekmiyor hatta itici geliyordu. Nasıl başladığımın farkında olamadan diziye başladım ve ilginç konusu beni sardı. Bunun sonuda losta benzemez umarım güzel bir şekilde bağlarlar diziyi.
ve son dizimiz Yalan Dünya... Sevgili Gülse Birsel in muhteşem bir dizisi daha. Bu dizide tek geçeceğim karakter Orçun.. Aman Allah ım bayılıyorum Orçun repliklerine. Uzun soluklu hiç bitmeyen bir dizi olsun... Tülay karakterini de unutmuyor ona da bir tebrik koyuyorum :)