Sabah 7:00'de başlayan yolculuğumuz başladı. 8:30 gibi ilk durağımızda mağarada gezimize başladık. Baştan uyarayım bu yazı bol bol fotoğraf içeriyor. Sabah mağaraya ilk giren bizdik sonrasında ziyaretçisi oldumu bilmem ama 665 m olduğunu internette araştırdığım mağaraya bekçi 750 mt olduğunu söyledi birde tembihledi bitmiyor diye dönmeyin sakın çok uzun sonuna kadar gidin. Gittik gitmesinede sonuna gidemik yaf sabahın o tenha saatinde aklımızdan bin türlü hikaye geçti. son döneme gelemeden döndük içeride 1 saat geçirdik sonuna kadar gitmek için büyük bir grupla gitmeye karar verdik :) acayip sesler geliyordu bazen kendimizi iyi hissetmedik. İçerisini gezerken ışık yetersiz kalıyor bizim yanımızda fener vardı onuda kullandık. Bazı kesimlerde duvarlardan hala sular damlıyor ve okadar güzel görüntüleri varki bunları kaçırmamak için fenerle gitmek şart. Bu arada giriş ücreti kişi başı 7.50 tl dir.

Güzel güzel fotoğraflar çektik çokta eğlendik. Dönüş yolunda 1.5 metreye yakın bir kayanın üzerinden inerken yağmurunda etkisiyle ayağım kaydı ve azbuçuk düştüm ama sadece düşme etkisiyle azcık sızlandım sonra birşeyim yok diye yola devam ettim.
Bu güzel fotalar güzel bir anı olarak kaldı bize ve biz bu yürüyüş parkurunu çok beğendik 4 mevsim buraya gelip gezmeyi bir kenara not ettik, Saat 15:00'e gelirken aşağıda alandaydık. Bu kadar geldik birde ünlü kaplıcalarından faydalanmamak olmaz dedik. Birde hamam demiyeyimde çünkü o kadar doluydu ki giremedik özel banyolarda 2 saatlik bir keyif yaptık. Saatlik ücreti 20 tl olan banyolarda süper bi görüntü aramayın ama suyu çok yumuşak hatta iki gündür ağzımızdan düşmeyen bir kelime cildimiz bebek poposu gibi yumaşık oldu oluyor :) Sonrasında kurt gibi acıkmıştık şu meşhur uzun köprüden geçip uçurumun kenarında 1,5 inegöl köfte yedik. İşin komik tarafı ben 32 yaşına kadar dere otu yememiş bir insanım. Öyle ki gittiğimiz yerlerde salata sipariş verirken ben özellikle bunu belirtirim öyle gelirse salatayı değiştiririm. Arkadaşlarım bana özellikle dereotsuz yiyecekler hazırlarlar bu durumda hayatımı sürdürüyordum. ee Allah'ın sopası yok artık bu otu yemem gerekiyormuş paşa paya dereotlu salata yedim ve inanın o kadar çoktuki hiç sesimi çıkarmadım ve beğendim.
Bu arada biz oraya kalmaya gittik güya her yer doluydu yer buluruz diyenlerin fiyatları dudak uçuklatıcıydı birisi geceliğine 2 kişi kahvaltı ve akşam yemeği dahil 240 tl birisi 180 tl bende yok ben almayım dedim ya bu ne Eskişehir'e dönerim tekrar gelirim daha ucuz olur diyerek evimize dönmek için yola koyulduk. Sosyal medya hesaplarımdan daha fazla fotoğraf görebilirsiniz. Şimdilik sevgiler...
27-28 Nisan'da yine bir gezimiz var :) Evet evet leyleği 3 kere havada gördüm ondan bu kadar çok geziyorum :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder