16 Kasım 2009 Pazartesi
Gelen tepkileri soracak olursanız
- Bu kızın bakışları değişti sanki ?
- Aaa senin gözlerin ne kadar da güzelleşti?-
-Yüzüne renk geldi
gibi cümleler hayatımda artık her daim var. Mutlumuyum evet hemde çok teşekkürler Flormar...
Teşekkürler Elif Hanım..........
14 Kasım 2009 Cumartesi
Bir çok cümle kurabileceğim, hayal kurabileceğim...
Aslında sevmem ben sonbaharı taki 3 yıl öncesine kadar her kasım ayında bi hastalık yasardım...Bu yıl da yasadım ama olsun etkilenmedim ben çünkü bu güzel ay bizim evlilik yıldönümümüz... nasıl mutlu olmam bu güzel ayda ben..........
Ben seni soğuk bir son baharda sevdim ve ömür boyu seveceğim canım kocacığım.................
4 Kasım 2009 Çarşamba
Gelelim güzel haberlere bu hafta bizim evlilik yıldönümümüzün olduğu hafta 6 kasım da bir kutlama yaparız artık.. ne bileyim ilk günkü gibi heyecanlıyım hala içim kıpır kıpır.. iyiki tanımısım canım askımı iyiki evlenmisim iyiki benim kocacığım olmus... kendimi cok sanslı hissediyorum........
bünyem yavaş yavaş çalışmaya alıştı artık eve gittiğimde işlerimi yapabiliyorum buda hosuma gidiyor en azından hemen uyumak istemiyorum...........
bu arada polo da bir panço gördüm çok güzel basladım ama bakalım onun kadar güzel olurmu bitince insallah yayımlarım burada.. kendisinin fiyatı 200 tl olunca kendim örmeye karar verdim ah resmi olsada bir koysam... bu kıs panco modayken bi örsem de bitse:)
29 Ekim 2009 Perşembe
24 Ekim 2009 Cumartesi
bu sefer kararlıyım kesinlikle 10 kilo vereceğim. http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/ bir liste olusturmuslar ama sınıfları dolmus olsun ben yinede kararlıyım yazılanlar doğrultusunda bir sekilde vücudumu dinleyerek zayıflayacağım. Kendimden nefret etmem an meselesi.. kime sorsam senin kilon orantılı en azından görünmüyor o kadar kilon varmı diyorlar... var iste ben uydurmuyorum dimi.. onlara ne kızıyorsam kilo benim kilo ..... of ve of ne olur yanımda olun yardımcı olun beni teşvik edin zayıflamam gerek ya................üüüüüüüüüüü diycem ama .....................insallah basarılı olurum. şu an net kilomu bilemesemde en son tartıldığımda 63 küsürdüm biz buna 64 diyelim dahada almadıysam... geri sayıma başlayacağım 15 günde bir tartılacağım.hadi bana kolay gelsin......
19 Ekim 2009 Pazartesi
15 Ekim 2009 Perşembe
Gözümün içinde sevgili eşim....
23 Ağustos 2009 Pazar
bu sabah tamer bey ve bir kaç fotoğrafçı arkadaşı bursa tarafına fotoğraf çekmeye gittiler tek arabayla gidince bana yer kalmadı :) zaten o tarafları bildiğim için ve acayip yorgun olduğumdan evde kalmayı tercih ettim. kaldım kalmasınada yine hiç dinlenemedim ki sabah erkenden kalktım yine evi süpürdüm yemek yaptım bulaşıkları yerleştirdim. biraz pc de oyun oynadım akşam oluverdi yine...
cuma pazarı bu hafta o kadar cok kalabalıktıki dolaba koymak için bamya alacaktım alamadım malum çarşamba pazarı taşınınca bütün herkes buraya yönelmiş adım atacak yer yoktu. bende birer kilo kamber biber ve kırımızı biber almıştım onlarıda dolaba koydum. kışın bol bol yeriz diye. bu arada bir gün doldurduğum dolabın fotosunu çekeyim görün nerdeyse hiç yer kalmadı koca buzlukta :) fotoda görünen gibi bazıları böyle dümdüz bazıları değil....
simdilik benden bu kadar iyi haftalar diliyorum hepinize...
16 Ağustos 2009 Pazar
Benim için bulması zor yemesi keyifli bir meyve bögürtlen... Görünce hemen almak isterim .. acaba derim iç kısımları ekşimi yoksa bal tatlısı olmuşlarmıdır. Alırım aman alıncada sanki büyüsü bozulur gibi hemen yemek istemem sanki bitince ağlayacağım. En az bir gün bekler bekleyincede zaten kendi halinden baska bir şeye dönüşür kokusu değişir. Bi türlü hemen yemek gelmez içimden sonra yüzümü buruştura buruştura koka koka yerim onu... Bazı insanlara yaranamazsın ya galiba ben onlardan biriyim:(
Bu sefer fazla bekletmeden film eşliğinde yedim yedim... Ama yemeden önce benim makina ile değil tamer beyin d300 ü ve yeni 85 mm lensi ile bu anı ölümsüzleştirdik.
Yarın ilk iş günüm olacak hangi bölümde çalışacağım belli olacak.. 2 gün idari izin verdiler bize yine evdeydim bi çalışmanın keyfine varamadım anlayacağınız. Ben ne yaptım boş durmadım dolabı doldurmaya devam ettim :) taze fasulye stoğumuz fazla ile mevcut isteyen varmı:)
güzel sakin keyifli bir hafta sonuydu.. bakalım yeni dönem nasıl gececek merakla bekliyorum...
8 Ağustos 2009 Cumartesi
Bu hafta benim için çok yoğun geçti.. Daha önce bahsettiğim gibi haftaya çalışmaya başlıyorum ve beni aldı bir telaş... Allah ım ne yapacaktım acaba akşam eve çok mu yorgun gelirim, yemeği nasıl hazırlarım nasıl pratik bir şeyler üretebilirim telaşı aldı başını gidiyor... Hatta kışa hazırlık olsun diye makarna kestik.. çok iyi oldu... Makarnayı kayınvalidemin 20 yıllık makarna makinası ilk kez kestik ne kadar lezzetli oldu anlatamam. Her ne kadar annem ince makarna keselim desede ben illaki kalın olsun diye tutturdum iyikide öyle yapmışım ne kadar lezzetli olmuş... Az önce tamercim ile tadına baktık doya doya yedik yani :) bizde tadına bakmalar öyle .... Makarnanın hamurunu annem hazırlamıştı ama ben içinde neler olduğunu biliyorum. Bir ölçü kabı belirleyip kırmak istediğimiz kadar yumurtayı bu kabın içine kırıyoruz daha sonra yumurtanın oluşturduğu hacim miktarı kadar su ilave ediyoruz biz tam 60 yumurta kullandık daha sonra içine 1 kg irmik kattık ve çok sert bir hamur elde edildi. Hatta ertesi gün avuç içim acıyordu her ne kadar büyük şekilde hamuru acamasamda orta büyüklüğe getirip anneme veriyordum daha cabuk acsın diye... Bu arada bunları yaparken yanımızda görümcem Hurişim de vardı. Sonra bu büyük şekilde açılan hamurları 10-15 dk dinlendirip cok kurutmadan makina ile kestik çok kuruttuğumuzda özellikle kıyıları makina tam olarak kesmiyor yani sert ve kurumamış bir hamur elde etmeniz gerekiyor.
Annemde bana elde kesilmiş bir sürü makarna verdi geçen hafta gittiğimizde.. artık biraz da olsa rahatım aa yemek mi yok dur bi makarna yapayım derim tamercim havalar uçar tabi bizim kilolarda alır başını gider :)
Bunların yanı sıra bu hafta kocaman bir tencere sarma sarıp dolama koydum misafir gelirse hemen ikram edebilirim diye yaklaşık 2 kg yakın da mantı yaptım oda derin dondurucuda yerini aldı:) daha sonra 2 ya yakın nohutum vardı onları da haşlayıp dolaba doldurdum anlat anlat bitmiyor yaf :) patlıcanları karnıyarık yapmak için kızarttım onlarda dolapta... mısır haşlayıp kocanından çay kaşığı ile tek tek ayıkladım çok severim de kışın canım çekerse diye onuda koydum dolaba.. ve en süperinden her halde 5 pişirimlik köfte hazırladım... Artık neredeyse 1 ay boyunca yemek sıkıntım olmayacak gibi bunun üstüne hafta sonlarıda bir kaç pratik şey yapıp dolaba koyarsam yemek derdini atlatmış olacağım galiba artık bana sıkıntı değil....
Her gün ev süpüresim var derdide cabası.. evin battığından değil yarın süpüremezsem ev temiz olsun bir daha ne zaman süpürebilirim ki deyip tüm vaktimi değerlendiriyorum boş vakit bulduğum an temizlik yemek banyo ve tuvalet ovulmaktan pırıl pırıl oldu :)
Eskiden böyle değildim ay nasıl olsa evdeyim yarın yaparım havalarında geziyordum ev hanımı olanlar biraz her şeyi erteliyor gibi geldi bana kendi hallerimden dolayı...
Neyse bugünlük çok anlattım yazacak çok şey var Elif Şafak aşk bitti yeni kitaplar aldım onlarıda yarın anlatayım...
7 Ağustos 2009 Cuma

31 Temmuz 2009 Cuma
hanimis dip not : bu arada dün evraklarımı teslim ettim ayın 13 ünde ise baslayacağım....
30 Temmuz 2009 Perşembe
Fasulyemi yazdan annem almıştı o kadar çabuk pişiyorki düdüklü tencereyede gerek kalmıyor. Yemeğimizi yapmaya başlasak iyi olacak acıkanlar vardır :) Geceden ıslattığımız fasulyeyi bir tencerede haşlıyoruz kaynadıktan 15dk sonra (ben yemek içinde soğandan pek hoşlanmıyorum o nedenle) orta boy bir soğanı bütün olarak yemeğin içine atıyorum şaklaşık 20-25 dk da böyle pişirdim. Daha sonra ayrı bir kapta zeytinyağı ile biber ve domates salçasını kavurdum onu biraz sulandırıp fasulyeme ilave ettim. Fasulyenin dağılmaması benim için önemli bu nedenle salça ve fasulyenin birbirini tamamladığı anlar vardır bu anı yakalayıp ocağımı kapatıyorum. Siz pişirme sürenizi kullanacağınız tencereye ve fasulyenin çeşidine göre ayarlamalısınız. Sabah erken saatlerde pişen fasulye akşama kadar mükemmel bir kıvama oluşuyor ve müthiş ikilisi pilav ve turşu ile güzel bir lezzet katıyorsunuz sofranıza. Afiyet olsun

Daha önce lise yıllarımda Bursa da Nilüfer ablamın enginar tarlaları vardı orada dolmasını yeme fırsatım olmuştu onu dahada cok sevmiştim. Hiç unutmam Birde ELif arkadaşımın annesi yapmıştı o kadar küçük enginarlardıki onlar aynı biber dolması gibi ufacık ufacıktı. Enginarını evimizde yenilip yenilememesi konusu tartışılıyor. Sadece kendim için yapacağım anlaşılan.

- 2 su bardağı süt- 1 adet yaş maya- 1/2 su bardağı sıvı yağ- 5 tatlı kaşığı şeker- 1 tatlı kaşığı tuz- 1 adet yumurta- un- 50 gr kadar margarin
Hazırlanışı :
1 su bardağı sütün içerisine yaş mayayı atı güzelce eritelim. Daa sonra kabımızın içerisine 2 bardak unu eleyip mayalı sütü tuzu, şekeri, yumurtanın akını ( sarısını ayıralım üzerine sürmek için ), sıvı yağı koyalım ve hepsini karıştırıp kulak memesinden daha yumuşak yani elinize yapışmayacak kıvama geldiği ana kadar kaln sütü ve bira daha un ilave ederek hamurumuzun kıvamını tutturalım. Hazırladıgımız hamuru 2 saat kadar mayalnmaya bırakıp dinlendiriyoruz.. Ben sade acma olmasın diye kıymalı harc hazırladım. 2 saat sonra ceviz kadar bezeler alıp içerisine hemen 1 cay kaşıgından az margarin koyup harcımdan biraz koydum o an için harc cok geliyor kapatması zor geliyor ama hamur o kadar kabarıyor ki içerinde cok az harc kalıyor bu nedenle harcı biraz cok koyun içerisine, hamurun hepsini hzırlayıp tepsiye dizdikten sonra tepsidede 30 dk üzerini örterek dinlendirelim. üzerine yumurta sarsını ve arzuya göre çörek otu veya susam atalım. Daha sonra ısıtılmış fırında 170 derecede 30 dk pişirelim. Fırından cıktıktan sonra 15 dk üzerini kapatıp bekletelim daha sonra servis yapabilirsiniz. Afiyet olsun.
Püf noktaları : Mayalı hamurda en fazla yapılan hatalar hamurun yeterli derecede mayalanmayışı, bekletilmeden hamurun fırına verilmesi, fırının cok sıcak olması ve fırında fazla bekletilerek kurutulmasıdır.

- 3 adet yumurta- 1 su bardağı yoğurt- 1/2 su bardağı sıvı yağ- 1 adet kabartma tozu- 1 paket margarin- 1 paket nişasta- Un- ceviz içi
Şerbeti için :
- 6 su bardağı şeker- 7,5 su bardağı su-1/4 limon
Hazırlanışı :
Yumurtalar, yoğurdu, sıvı yağı, kabartma tozunu ve unu karıştırıp yumuşak bir hamur elde ediyoruz. Daha sonra bu hamurdan ceviz kadar küçük parçalar ayırıyoruz. Sadece 2 adet yumurta büyüklüğünde hamur ayıralım. Başka bir kapta 1 paket nişastanın içerisine biraz da un eliyorum hamuru acarken kullanmak için. Sadece niaşsata ile acılabilir ama ben acemi olduğum için annem hamuru kıyarsın dedi :) ne demek istediğini tam çözemesemde dediğini yaptım. hamurları 3 er li olarak açtım. Öncelikle çay fincanı tabağı kadar acıp sonra aralarına bol bol unlu nişastalı karışımı ekleyip 3 hamuru üst üste koyup fırın tepsimin büyüklüğünde açtım. En alta 2 adet böyle hazırladığım hamur koyduktan sonra üzerine cok da toz gibi ufaltmadığım birazcık iri ceviz içlerini yerleştirdim. Sonra her katta cevileri koydum. Ceviz büyüklüğündeki hamurlarım bittiğinde son kalan ceviz içinide koyup yumurta büyüklüğünde ayırdığım 2 hamuru tek tek açarak üzerine koydum. Hamur ile i,şlemlerim bitince baklavama istediğim şekilde benimki kare idi kestim. Daha sonra 1 paket margarini eriterek sıcak sıcak üzerine döktüm. 180 derecelik fırında üzeri kızarana kadar pişirdim. Arzu edenler üzeri cok kavrulmasın diye gazete kyabilirmiş annem dedi valla :) ama ben koymadım. Fırınım güzel pişiriyor. Ben baklavayı çarşamba günü pişrip şerbetini perşembe günü akşamı yaptım. Annem aynı gün yapsan daha iyi yumuşar dedi ama bunu biraz gec söyledi. Daha sonra şekeri suyu ve limonu kesip kaynatıp şerbetini hazırladım. Şerbeti kaynarken soğuk baklavanın üzerine döktüm ve başka bir tepsi ile üzerini kapattım. Yine annemin tavsiyesi üzerini şerbeti koyduktan sonra ocağın üzerine tepsiyi 5 dk ısıttım. Gerçekten cok yumuşak bir tatlımız oldu. Afiyet olsun.

- 3 adet yumurta- 1 su bardağı yoğurt- 1/2 su bardağı sıvı yağ- 1 adet kabartma tozu- 1 paket margarin- 1 paket nişasta- Un- ceviz içi
Şerbeti için :
- 6 su bardağı şeker- 7,5 su bardağı su-1/4 limon
Hazırlanışı :
Yumurtalar, yoğurdu, sıvı yağı, kabartma tozunu ve unu karıştırıp yumuşak bir hamur elde ediyoruz. Daha sonra bu hamurdan ceviz kadar küçük parçalar ayırıyoruz. Sadece 2 adet yumurta büyüklüğünde hamur ayıralım. Başka bir kapta 1 paket nişastanın içerisine biraz da un eliyorum hamuru acarken kullanmak için. Sadece niaşsata ile acılabilir ama ben acemi olduğum için annem hamuru kıyarsın dedi :) ne demek istediğini tam çözemesemde dediğini yaptım. hamurları 3 er li olarak açtım. Öncelikle çay fincanı tabağı kadar acıp sonra aralarına bol bol unlu nişastalı karışımı ekleyip 3 hamuru üst üste koyup fırın tepsimin büyüklüğünde açtım. En alta 2 adet böyle hazırladığım hamur koyduktan sonra üzerine cok da toz gibi ufaltmadığım birazcık iri ceviz içlerini yerleştirdim. Sonra her katta cevileri koydum. Ceviz büyüklüğündeki hamurlarım bittiğinde son kalan ceviz içinide koyup yumurta büyüklüğünde ayırdığım 2 hamuru tek tek açarak üzerine koydum. Hamur ile i,şlemlerim bitince baklavama istediğim şekilde benimki kare idi kestim. Daha sonra 1 paket margarini eriterek sıcak sıcak üzerine döktüm. 180 derecelik fırında üzeri kızarana kadar pişirdim. Arzu edenler üzeri cok kavrulmasın diye gazete kyabilirmiş annem dedi valla :) ama ben koymadım. Fırınım güzel pişiriyor. Ben baklavayı çarşamba günü pişrip şerbetini perşembe günü akşamı yaptım. Annem aynı gün yapsan daha iyi yumuşar dedi ama bunu biraz gec söyledi. Daha sonra şekeri suyu ve limonu kesip kaynatıp şerbetini hazırladım. Şerbeti kaynarken soğuk baklavanın üzerine döktüm ve başka bir tepsi ile üzerini kapattım. Yine annemin tavsiyesi üzerini şerbeti koyduktan sonra ocağın üzerine tepsiyi 5 dk ısıttım. Gerçekten cok yumuşak bir tatlımız oldu. Afiyet olsun.


- 5 adet yumurta- 2 su bardağı un- 1 paket vanilya- 1 paket kabartma tozu- 1 paket margarin- 1 tatlı kaşığı tarçın- 1 tatlı kaşığı kakao- 1 su bardağı şeker
Yapılışı :
5 yumurtayı ve 1 su bardağı şekeri birlikte çıpalım. bu arada 1 paket margazrini eritip soğumaya bırakalım. Yumurta ve şekerin üzerine 1 bardak unu ekleyip karıştıralım. Daha sonra soğuyan margarini ekleyelim. Kalan 1 bardaj unu kabartma tozu ve vanilyayı da ekleyip kek karışımını tamamlıyoruz. Arzuya göre ister sade ister tarçın ister kakao kullanarak kekimizi zenginleştirelim. Kuru meyva da koyabilirsiniz.Bu karışımın içine tarçının hepsini ekleyip karıştırdıktan sonra kek kalıbımıza koyalım ve bu karışımdan 1 su bardağı kadar kalanına kakao yu ekleyip onuda kekin ortasına dökelim. Soğuk fırına 180 derece ısıya ayarlayıp yaklaşık 40 dk pişirelim. Ben ilk 15 dk sonra fırını açıp kekin üzerine kendim bıçakla çatlaklar oluşturuyorum ve çok güzel pişiyor. Afiyet olsun.

Gerekli malzemeler :
- 3 Adet patlıcan- 2 Adet domates- 2 Adet biber- 13 Adet kürdan :)- 13 Adet köfte- 1 yemek kasığı salca- 1,5 bardak su
Yapılışı :
Patlıcanlarımızı alacalı olarak soyup bir miktar tuzlu suda bekletiyoruz. Daha sonra iyice yıkayıp kuruluyoruz ve sıvıyağ ile kızartıyoruz. Tek bir patlıcan diliminin ortasına köftemizi koyup uç kısımları alta gelecek şekilde diğer patlıcan diliminin üzene koyuyoruz ve kapatıyoruz daha sonra üzerine kürdan koyup domates dilimi ve biber koyuyoruz. Hazırladığımız kebapları fırın ısısına dayanıklı kabımıza koyuyoruz. Ocağımızda ayrı bir yerde salcamızı kavurup üzerine suyumuzu ilave ediyoruz su kaynadıktan sonra hazırladığımız patlıcanların üzerine döküyoruz. ve 170 derece fırında pişiriyoruz. Afiyet olsun....

Hanimiş dip not : diğer sitem yakında kapanacağı için özellikle yemek tariflerini buraya taşıyacağım. Sonra yaparken tekrar acaba hangi malzeme idi diye düşünmemek için.
22 Temmuz 2009 Çarşamba

21 Temmuz 2009 Salı

Blogger a geçtim geçmesinede hala fotoğraf yüklerken zorlanıyorum boyutunu kendi otomatik olarak ayarlıyor ya garibime gidiyor. Alışmışım hepsini kendi istediğime göre düzenlemeye... Sanki başka bir el daha dokunuyormuş bloguma gibi geliyor. Kıskandım galiba blogumu....

Bunlardan birisi de fotoğraf çekmek. Daha önceleri bu kadar ilgimi çekmiyordu kursa da gidince herşeyi çekmek ve güzel pozlar yakalamak hoşuma gitmeye başladı. Bu çekimler sırasında Tamer bey d300 den mahrum kalmasın diye Nikon p5100 aldı bana. Süper bişiy küçük ama çok güzel çekim yapıyor.
Bu akşam Eskişehir de yine çekim yapıcaklar arkadaşlarıyla büyük ihtimalle nikoncanım ve bende katılırım. Sizide onunla tanıştırdığıma göre güzel kareleride yine buradan paylaşmış olurum. Bakalım günler bana neler getirecek.. Hoşçakalın...