16 Nisan 2012 Pazartesi

kırmızı biber

Efendim tilki dönüp dolaşıp kürkçü dükkanına geri gelirmiş derler ya aynen öyle oldu. sevdiğim bir ablonno3 artık yazmak istemedim. kendi bloguma geri döndüm. tüm yazılarımı bloga tasıdım. Elimizde bol bol ablogno3 lü fotoğraflar kaldı anılarımızı süsleyen. İstediğim zaman istediğim kalitede yazmak istedim, sıkılmadan kendimi yormadan. Şu günlerde fazlasıyla stresli günler geçiriyorum, derslerin yoğunluğu ödev teslim zamanı, vize zamanı, iş yoğunluğu ev işleri telaşı derken uzun bir ara vermiş olduk ama olsun, dedim ya istediğim zaman istediğimi yazayım keyfimin kahyası olayım :) Gelelim merhaba fotoğrafımızdaki güzel kırmızı biberli, peynirli maydonozlu süper görüntülü tarifimize. Tarife internet ortamında oldukça sık rastlarsınız kendi fotoğraflarımla yayınlamayı tercih ediyorum. Oldukça basit bir tarif olsada hem tadıyla hemde görüntüsüyle büyüledi. Kırmızı biberlerin ne kadar sürede bu diriliği koruyacağını bilemediğim için hazır aldım, tercihim tamek markasından yana oldu lezzeti o kadar güzeldiki hazır olduğunu kimse anlamadı diyebilirim. Tabiki sonradan kendim itiraf ettim ama olsun. Biraz sert bir peyniri rendeliyoruz içine küçük küçük doğradığımız maydonozları içerisine ekliyoruz birazda dövülmüş ceviz ekliyoruz üzerine, harcımızı hazırladıktan sonra kimi çok büyük olan biberleri üçe bölüp yada büyüklüğüne göre ikiye bölüp içerisine hazırladığımız harcı ilave ediyoruz. Diğer taraftan kaynayan suya hazırladığımız soğan saplarını atıp derhal çıkartıyoruz soğuk bir suya koyuyoruz iyice kendilerini bırakmasınlar ama bağlanacak kıvamı yakalasınlar diye. Hazırladığımız soğan sapları ile rulolarımızı bağlıyoruz. Hepsini bitirdikten sonra hazırladığımız tabakta o güzel görüntülerini kaybetmesinler diye üzerlerine zeytinyağı gezdiriyoruz ve büyüleyici kırmızı biberlerimiz hazır. Afiyet olsun.

10 Nisan 2012 Salı

bahar yagmurlarına hazırmısınız?

Güzel ülkeme şehrimize bahar geliyor yaşasın.... Her mevsimin ayrı bir güzelliği var ama bahar bambaşka benim için. Her şeyin yeniden hayat bulması canlanması bana ruhuma öyle iyi geliyorki. Tazelenmek için en güzel zaman... Baharı gördüm diye hemen diğer mevsimleri bir unutmuşluk olmasın.. yazıda çok severim deniz kokusu tatile gitme sevinci biraz kültür turları oh mis mis hemen gelsin isteyiverdim. Sonbahar hüznü ah o ne hüzündür öyle etrafta sarı kırmızı düşen yapraklar tenimizde hissettiğimiz o biraz üşüten rüzgarlar, biraz veda mevsimi gibidir hüznü de çoktur o yüzden. Bu arada benim hayatımda ne zaman üzüleceğim bir olay olsa o hep sonbaharda olur korkarım biraz sonbahardan ama bu yıllarda bu durumu yenmeye başladım masallah ki kötü bir şeyler olmuyor. gelelim kış mevsimine eve kapanma mevsimi, çok memnunum bu durumdan hele yeni evimizde bu yıl kış çok eğlenceliydi benim için. manzarısında süper kar yağışı izlenebiliyor. Birde küçüklüğümdeki sobada kestane ziyafetleri oh insanı mest eder. Annem karda koşuşturmamıza kızsada, biz küçükken eve girmezdik kaymaktan diye anlatıp durur. öyle cok kar yağmadı ben kücükken yada kayacağım bir yer yoktu hiç hatırlamıyorum bu tür bir anımı:( o zaman nerde fotoğraf makineleri. olsa olsa en fazla günlüğüm olurdu onuda küçük aklımla yazmak aklıma gelmemiştir heralde. kışa fena daldık evet evet gelelim ilkbahara günümüze dönelim. ağaçlar hafiften böyle bir tomurcuklanmaya başladı ama korkuyorum erkenden çiçek açarda şu eskişehir soğuğu yakar onları diye. bu yıl bol bol çiçek açmış ağaç fotoğrafı çekmek istiyorum. kokusunu hissederek. Nerden nerelere geldim bir çift yağmur çizmesi, bir şemsiye neler neler anlattırdı bana.
Hazırım artık bahar yağmurlarına hazırım... internet alış verişlerinden aldığım şemsiyemi zevkle kullanıyorum ama rüzgarlı havaları sevmiyorum pek dayanıklı değil çünkü. crocs yağmur çizmerimi henüz bir kez giydim oda geldiği ilk gün, meraktan yağmur yağsada giysem diye dört gözle bekliyorum. Alırken tereddüte düşmüştüm yok daha büyük numarasını mı alsam falan diye normalde 36 numara giyerim ama kışın botlarımı bir numara büyük almak alışkanlık olmuş ani bir kararla yağmur botlarımıda 37 numara aldım iyiki öyle yapmışım kalıpları cok büyük, bana biraz büyük geldi diyebilirim ama içine kalın çorap tarzı bişiy yapmayı planlıyorum ayaklarım üşümesin diye bu nedenle hafif büyük olması benim için sorun değil. umarım zevkle kullanırım. deneyimlerimi ileriki postlarda paylaşmak üzere hepinize iyi pazarlar iyi tatiller

evde tavuk dürüm keyfi

Haftasonları gezmek kadar evde vakit geçirmeyide çok seven bir çiftiz. Böyle olunca fazla vaktimizi almayacak , hem daha sağlıklı hemde daha temiz ürünleri tüketmek istiyoruz. Bir film arası, yada ders arsı yarım saatte hazırlayıp tüketebileceğimiz güzel bir lezzet tavuk dürüm.Şu an mevsimi olmasada haftasonu canımız çekip dayanamayıp aldık malzemeleri, domates, biber, tavuğun göğüs kısmı ve hazır lavaş (keşke becerebilsemde evde yapsam ama nerde bende o kabiliyet) tavuklarımızı ince julyen yada küp küp keserek biraz yüksek ateşte tavuk kendi suyunu çekene kadar pişirelim. daha sonra yağımızı ilave edip tavukları biraz kavuralım iyice sertleşmeden biberleri de ilave edip kavuralım. en son safhada henüz domateslerin tam suyu çıkmadığı için ilave edip onlarıda kavurdum ama isterseniz domates mevsimi geldiğinde onları pişmemiş olarak lavaşın içine ilave edebilirsiniz. diğer tarafta lavaşlarımızı yapışmaz tavada biraz ısıtalım. ısınan lavaşın içine yaklaşık üç çorba kaşığı kadar tavuk harcımızı ilave edelim sonra doğranmış marul ve ince ince kesilmiş salatalık turşumuzu ekleyelim. en son yiyecek kişinin zevkine göre mayonez, ketçap, acı sos ileve edip servise hazır hale getirelim. inanın bu orta boy lavaştan iki taneyi rahat rahat yiyebiliyorum o kadar lezzetli :) yanında içecek olarak benim tercihim doğanay acılı şalgam suyu :) biraz garip gelebilir ama o kadar lezzekliki daha önceki kış pikniği yazımdaki o güzel ekmek arası sucukların yanında bile onu içtim. Evimden eksik etmediğim bir içecek her ne kadar eşim içmesede ben o hafta tüketeceğim boyutta bir tane mutlaka alıyorum kendime.

sosisli spagetti

Geçtiğimiz haftasonu Eymen'in 1. yaş gününde Aslı anlatmıştı, madem makarna yemeyi bu kadar çok seviyorsunuz bak sosisle pişir değişiklik bir sunumu olur dedi. Ben tamam deyip bu hafta sonu makarnayı yapmayı planladım. Aslında haftanın en az üç günü makarna tüketen çekirdek bir aileyiz. Haftasonunu yapmayı planlamamım nedeni gün ışığından yeterince faydalanıp daha net fotoğraflar çekmek isteyiyimdi. Iphone ile fotoğraflamak nereye kadar, Nikon D300 yerini tutabilirmi;) Tarif tabiki çok kolay minik kokteyl sosisleri kullandım üçe bölmem yeterli oldu, makarna olarakta filiz makarnayı kullandım, ince ince çok yakıştılar birbirlerine. Bir parça sosise 8-10 tane makarna yerleştirmeniz mümkün. Ben pişireceğim tüm makarnayı sosislemek istemedim sosizsiz makarnada ekleyerek iki kişilik makarna hazırladım.Kaynayan suya makarnaları ekledim makarnayı kesinlikle çok pişmiş sevmiyorum hafif diri kalması benim hoşuma gidiyor o şekilde pişirdim, siz kendi keyfinize göre karar verirsiniz artık.
Bu hafta sonu Bozüyük'e annemlere gittik çok özleşim kar kış nedeniyle yakında olsak gidemiyordum. Babam her zamanki gibi bahçesi ile uğraşmaya başlamıştı. Kıştan ıspanak, pırasalar hala duruyordu. Bende payıma düşeni aldım geldim tabiki :) mis gibi kokuyorlar önümüzdeki günlerde onları da pişirip fotoğraflarım. Kuzukulağı, tere, benim sevmediğim dereotu onları da yeni ekmişti bir daha ki gidişimize büyüdüklerini kesin görmüş olurum.
Bu arada derslerim hızla devam ediyor ama bende tık yok hazırlamam gereken şimdilik açıklanan 3 ödevim var. Konuları şöyle bir paylaşmam gerekirse,
1- Çalıştığınız kurumda ya da tanıdığınız iki farklı türdeki lideri liderlik özellikleri açısından bir tabloda benzerlik ve farklılıklarını gösterecek şekilde karşılaştırıp değerlendirmesini yapınız.
2- İşletmelerde Çekirdek Teknolojilerle Dinamik Yeteneklerin Arasındaki İşbirliğinin Değerlendirilmesi
3- İş ya da özel yaşamınızda bir olguyu, örgütsel davranışın konularından birini ya da ikisini esas alarak irdeleyiniz. 
Üç konununda araştırmasını yaptım aslında ama oturup yazması kaldı. Bir an evvel hazırlamam faydalı olacak son güne ders bırakan öğrencilerin ne kadar sıkıştığının farkındayım. Biraz nefes almak sınavlara daha iyi çalışmak istiyorsam bunları tamamlamam gerek. 
Hepinize güzel bir pazar diliyorum.. Deneyenler makarnayı çok sevecek özellikle çocuklarınızın ilgisini çekeceğini düşünüyorum. 






2012 yaz sezonu

Dün aksam eve şöyle bir dinleneyim diye gittim. Gider gitmez bide ne göreyim sular kesik. Tabiki neden su kartımızda su bitmiş :) çok şükür ki bir Eskişehirli olarak en sevdiğim hizmetlerden birisi Espark önüne kurulan atm tarzındaki elektronik su yükleyebilme şansınız. Hemen üzerimi değiştirip düşdüm yollara yürümek istedim iyi ki yürümüşüm muhteşem bir hava vardı ve bana çok iyi geldi. Esparkın çevresinden dolanmak yerine ilk kattan girip öyle geçmek istedim. Birde ne göreyim her yer cıvıl cıvıl olmuş vitrinlere yaz gelmiş. Gezmek için vaktim yoktu ama ıphone ile sizlere bir kaç mağaza ve vitrin fotoğrafı çekebildim. Gezmek için kendime vakit ayırmam gerekiyor onu farkettim. Bu yaz her yer cıvıl cıvıl tüm renkler içimizi açacak. Yeşil, sarı, pembe skinny pantolonları mutlaka edinmeniz gerekiyor yoksa fazlasıyla eksikliğini hissedeceksiniz :) Bende şu an yeşil ve sarısı var ama onları biraz yaz için kullanılır hale getirmeyi planlıyorum üzerlerinde değişiklikler yaparsam istediğim gibi rahat kullanabileceğim.
Soldaki fotoğraf mangonun mavilere görür görmez tutuldum. Mağazaya girip her bayanın yaptığı gibi tek tek tüm ürünlere dokunmak istiyorum. Benim olsunlar demiyorum farkındaysanız dokunmak. Sanki dokunduğumda o ürün ile aramda bir bağ oluşacakmış gibi gelir bana eğer o hissi yakalarsam hemen deneyip almak istiyorum o ürünü. Eşim çok kızar bu huyuma dokunmadığın ürün kaldımı bak bakalım diye birde dalga geçer :) Yandaki mağaza vitrini ise journey anneli kızlı takım vitrini :) bana hitap etmesede bu konsept yinede beğeniyorum. Bershka ve Oxxo renklerinede bayıldımı ama fotoğraf çekmek için vaktim olmadı. Önümüzdeki günlerde onların ürünlerininde güzelliklerini yayınlamak şart oldu :) Bugün Eskişehir meşhur çarşamba pazarı sabah kumaş bakmak için uğradım işe gelmeden ama beğenebileceğim bur kumaş bulamadım malesef. Aksam mutlaka uğrayıp biraz Çar-Pa havası almam dolaşmam gerek yoksa bu güzel bahar bayramının tadı çıkmaz. Hepimizin bahar bayramı kutlu olsun.

2012 trend-bileklik


bu yaz renk renk bileklikler moda... takıp takıştrıp gezme zamanı özellikle sagdaki bileklikler yapmak zevklide boncuklarım elimde mevcut birde ipini alırsam rengarenk bileklileri yapmaya baslayacagım.
yukarıdaki linkte yapılısını anlatmıslar. bize de renklerini begenmesi kaldı. hepinize iyi pazarlar...

Ahmet Yesevi Üniversitesi Yönetim ve Organizasyon Yüksek Lisans Programı

Daha önceki postlarımda söz verdiğim gibi size aldığım eğitim ile ilgili bir kaç bilgi vermek istiyorum. Genelde internette çok araştırılır ama çoğunluklu gizli sayfalarda konuşulur bu nedenle bilgi edinmesi çok zor yaşayıp içine girdiğinizde fark edeceğiniz bilgiler pek çoktur.
2008 yılında kpss sınavına girdiğimde bir gün yükseklisans yapacağımı aklıma bile getirmezdim. Aman bir işim olsun evde oturmaktan çok sıkıldım modundaydım. Sınavdan iyi bir puan alınca bulunduğum ilde osym tercihleri ile atamam oldu işe başladığımın üçüncü ayından sonra lisansımı tamamlamıştım. İnsan bu kadar kitapla okulla vakit geçirince bir boşluğa kapılıyor ve elindekilerin yetersiz kaldığını düşünüyor bu sebeple hadi deli bir araştır bakalım vardır seninde yükseklisans yapacağın bir yer diye yola koyuldum. İlk önce civar illerdeki üniversiteleri denedim hem dil sınavları beni zorladı hemde işten izin alma stresi beni benden aldı. Sürekli telefonlarınıza mesajlar gelir maillerinize düşer farketmezsiniz ya işte öyle Ahmet Yesevi Üniversitesini keşfettim olurmu olmazmı derken şartlarının benim için daha uygun olduğuna karar verdim. Bir hafta içinde evraklarımı hazırladım öyle çok evrak falanda gerekmiyor, klasik diploma, nüfus cüzdanı gibi evrakların yanında ALES'ten alacağınız bölümünzle ilgili en 55 puan size yüksek lisans yapmanızda yardımcı olacaktır. Dil puanı istenmemektedir. Tabi ufak bir ayrıntı olarak düşündüğüm belki sizi zorlayacak tek kısım ücret kısmıdır. Dönemlik ücreti memur indirimi ile 1680 TL anlaşmalı bankalar ile öderseniz ayda 420 tl dört taksitle ödemeniz mümkün. Üç dönem sürecek eğitimde toplam 5000 TL yi gözden çıkarmanız gerekiyor.
Derslerin isleyisi çok kolay internet üzerinde (Adobe programı yüklü olmalı) belirlenen günlerdeki derslerini takip ediyorsunuz .Dersler 45 dk sürüyor ve genellikle ülkemiz üniversitelerinde görevli Prof. hocalarımız size dersi canlı canlı anlatıyor. Derslere o saatte katılmanız devamlılık ve hocanın yıl sonundaki kanaat notu için önemli ama kaçırdıysanız üzülmeyin dersler kayıt altına alınıyor oradan tekrar izlemeniz mümkün. Eskiden ortaokul dönemi ve lise döneminde verilen dönem ödevleri vardır ya her ders için aynen dönem ödevlerimiz var onları hazırlıyoruz. Sisteme girdiğinizde ders içerikleride ders öncesi hazırlanmak veya sınav zamanı çalışmak için oluşturulmuş bir sunumla ekrana geliyor. Bunlarıda takip etmeniz hocalarımızın kanaat notu için oldukça önemli. Gelelim sınav mevzuna eskiden iki vize bir final olurmuş ama ben okula başladığımda bir vize bir finale dönüştü. Vizelerinizi yine internet üzerinde belirlenen soru miktarına orantılı zaman aralıklarında cevaplıyorsunuz. Vize+Dönem ödevleri+ders takibi+ders içeriğinin takibi bunların toplamının %30 u finalinde %70 alınıyor. Toplamda 70 puan ve üzeri alırsanız dersi geçmiş olursunuz. Finallere gelecek olursak finaller için Ankara'da ve İstanbul'da sınavlara giriyorsunuz. Ben Ankara'da giriyorum sınavlarıma Gazi Üniversitesi'nde aynı gün aldığınız 4 dersinde sınavına giriyorsunuz. Biraz yorucu oluyor özellikle bir dersten kötü geçen sınavınız diğerlerini de etkilemesin diye kendinizi çabuk toparlamanız gerekiyor.Şu an ikinci dönem derslerimi alıyorum inşallah 2013 ocak yılında mezun olmuş olacağım. Unutmadan üçüncü dönemde tez niteliğinde oldukça ağır bir proje ödevimiz oluyormuş. Henüz onunla karşılaşmadığım için size bilgi veremeyeceğim ama ben buralardayım. Aklınıza takılan sormak istediğiniz bir şey olursa bana yazın ben size dönerim. 
sevgiyle kalın.

son günlerin vazgeçilmezi Pinterest


Son 10 gündür takip etmekten zevk aldığım bir sosyal paylaşım sitesi. bir kaç gündür twitterda beğendiklerimi #pinterest tagı ile yayınlıyorum. en sevdiğim bloggerlar ordada varlar onları orada takip etmekte ayrıca bir güzel. Pinterest 'e üye olmak istediğinizde üyeliğinizin onaylanması gerekiyor 1 hafta kadar sürüyor bu bekleme süresi. Ama isterseniz ben size davet gönderebilirim (yoruma mail adresinizi bırakmanız yeterli) böylelikle daha çabuk üye olup akışları takip etmeye başlayabiliyorsunuz. Ev dekorasyonu, Fotoğrafçılık, Yiyecekler ve Seyahat konuları özellikle ilgimi çekiyor. Sitede fotoğraf kolajlarından oluşturduğunuz sevdiklerinizi yayınlıyorsunuz. Size cazip gelecek bir çok şey bulacaksınız inanıyorum.
Sizlerle birkaç kolajı paylaştım umarım beğenirsiniz ve bu sosyal ağa katılırsınız.

6 Nisan 2012 Cuma

kış pikniği

Yıllardır hayalini kurardım bir iki kez teşebbüste ettik fakat en güzel kış pikniğini bu yıl yapabildik. Kimi zaman yeterince kar yağmadı kimi zaman durum müsait olmadı her zaman ertelendi pikniklerimiz. Hatta bir seferinde kış pikniği diye yola çıktık bir güzel sucuklar alındı hatta hamsi bile canım cekti yarım kilo da ondan aldık ve şehre yaklaşık yarım saat uzaklıktaki bir piknik alanına gittik bizden başka 2 kisi daha piknik yapıyordu arabadan indik iner inmez farkettikki mangalı almayı unutmuşuz :) şoklara girdik ne yapsak diye :) her taraf ıslak kuru hiç bir dal bile yok yakabileceğimiz. hal böyle olunca diğer piknikcilerden yardım alarak bir ateş yaktık böyle derme çatma bir mangal alanı uluşturduk bir şeyler pişirip yiyebildik.
Geçen hafta sonu yaptığımız piknik. 4 kişi regülatöre pikniğe doğru yol aldık. Hafif acılı sucuklar, tek kullanımlık mangalda tam istediğimiz şekilde ziyafet sundu bize. Biraz üşüsekte karın dinginliği mutlu olmamız için yetti. Yeniden süper bir piknik keyfi yaşamak üzere...

Hanimiş dip not : Yükseklisansta ikinici dönemim başladı bu nedenle bundan sonra haftada iki gün yazılarımı yayınlayabileceğim. Bundan sonraki konu okulumla ilgili olsun. Hem size okul ile ilgili detayları anlatmış olurum.


Sevgiyle kalın, mutlu olun...



eskişehir pi kafe ve hafta sonu


Dün akşam eşimin arkadaşı isa nın doğum günü için ilk defa pi kafeye gittik. Sevemedim beğenemedim. hiç birisi leman ın yerini tutmuyor nedense. biz eşimle lemanı çok severiz malum eskişehir leman olaylarından sonra oraya gidemiyoruz. Yeni yerler keşfetmek lazım ama hem rahat edelim hem güzel yemeklerin tadına varalım isteriz. Dün akşama ait bir kaç foto... doğum günü çocuğunun en çok güldüğü karelerinden birini koyayım istedim. 

Hafta sonu eşimle biraz alış veriş yaptık. Haftalar istediğim saç kurutma makinasını sonunda philipsten beğendim aldım şu ana kadar sadece bir kez kullandım ve oldukça memnunum umarım bu memnuniyetim sorunsuz devam eder.

Yaklaşık 1,5 ay önce aldığım zebra perdelerimi bu hafta sonu eşimin arkadaşı yasin gelip taktı. Eşim iyidir hoşturda böyle matkap delme işleri falan pek ona göre değil merak eder ama yapamaz. Hal böyle oluncada yardım almak kaçınılmaz oldu. Perdelerimiz takıldı ve evimize değişik bir hava kattı öyle bir anda çektiğim fotolardan birisi şimdi karşınızda :) çelik size slm veriyor :)

Eskiden tam bir televizyon manyağı olan ben ne çıkarsa izlerdim. Resmen beni televizyonun karşısından kazımanız gerekirdi. Bu huyumu bir iki yıldır yenmeye çalışsamda en başarılı olduğum zaman yüksek lisans kaydımı yaptırdığım dönem oldu. Ne zaman derslerim başladı her şeyi izleyemez oldum, boşuna vakit geçirdiğimi o zaman anladım. Bu televizyon karşısından kalkmamın altında ilk gençlik yıllarımın izleri olduğunu hep düşünürüm. Ortaokul döneminde babam erken yatmamız için televizyonu kapatırdı hep içimde izleyemediğim programların üzüntüsü olurdu. Lise yıllarında yatılı okudum yine hafta içi televizyon izlemek yasaktı sadece haftasonları televizyon izleyebiliyorduk. Okul bitince kendimi televizyonun önünden alamamamın nedenlerini yazarken bulmuş olduk.
Bu günlerde severek izlediğim iki yabancı, iki türk dizisi var. Onlar olmadığı sürece televizyon karşısında pek durmuyorum, oyalanıyorum birşeylerle. İlk dizi eşimle birlikte yeni izlemeye başladığımız Alcatraz dizisi. Biraz lost ve prison break karışımı bir dizi. yurt dışında pazartesi günleri yayınlanan diziyi internetten indirip salı günleri izliyoruz.
İkinci diziyi tek başıma izliyorum hiç eşime hitap etmediği için. Gossip girl Belki kızanlar olur ama Chuck en sevdiğim karakter. Diziyi bu sefer internetten izliyorum indirmeden henüz 4. sezon izlemeye yeni başladım umarım Chuck düşüncem değişmeden 5. sezona geçebilirim.
Üçüncü dizimiz yine tek başıma izlediğim SON dizisi. Gerçeği söylemek gerekirse fragmanları izlerken diziyi izleyeceğimi hiç sanmıyordum. Oyuncuları beni hiç çekmiyor hatta itici geliyordu. Nasıl başladığımın farkında olamadan diziye başladım ve ilginç konusu beni sardı. Bunun sonuda losta benzemez umarım güzel bir şekilde bağlarlar diziyi.
ve son dizimiz Yalan Dünya... Sevgili Gülse Birsel in muhteşem bir dizisi daha. Bu dizide tek geçeceğim karakter Orçun.. Aman Allah ım bayılıyorum Orçun repliklerine. Uzun soluklu hiç bitmeyen bir dizi olsun... Tülay karakterini de unutmuyor ona da bir tebrik koyuyorum :)